25 Ocak 2012 Çarşamba

Robert Louis Stevenson // Dr. Jekyll ve Mr. Hyde (1886)



“İnsan tek değil, çift yaratılmıştı.” (Sayfa 88)


İnsan ruhunda iki farklı özelliğin olduğunu vurgulayan bir kısa roman Dr. Jekyll ve Mr. Hyde. Bu özellikler iyilik ve kötülük olarak sıralanabilir.  İlk olarak 1886 yılında yayımlanan 111 sayfa uzunluğundaki eser, Robert Louis Stevenson’un ustaca kurguladığı bir heyecan dizisi şeklinde ilerler.



Avukat Utterson’un arkadaşı Dr. Jekyll’a dair bir vasiyetname ile ilgilenmesi olayları başlatır. Bu esnada gizemli kötü kahraman Mr. Hyde ortaya çıkacaktır ve roman boyunca varlığını ürkütücü biçimde hissettirecektir.

Doktor Jekyll’ın varlığın kötü ve iyi taraflarına olan ilgisini, deneysel yollarla ispatlama çabaları öyküyü ilginç kılacaktır. Kitabın son sayfalarında Dr. Jekyll’ın ağzından dökülen satırlar insanın ahlaki sınırların ötesine geçme arzusunu gözler önüne serer. İyilik ve kötülük, erdem, adalet, farklı kişilik yapıları üzerinde durulan konular olurlar. Bir mücadelenin ve değişimin/dönüşümün başlangıcı Dr. Jekyll’ın şu tespitleri ile kendini gösterir:






Kendi hesabıma, yaşayış biçimime göre ben, bir yöne, yalnızca tek bir yöne doğru, şaşmadan ilerledim. İnsanın ahlak dünyasında, doğuştan tam bir ikilik gösterdiğini kendime bakarak öğrendim. Şuna inanıyorum ki, vicdan meydan savaşında çarpışan bu iki yaratılıştan biri için, yanılmadan, benimdir diyebilmek bile ancak aslında her ikisine sahip olmakla mümkündür. Daha başlangıçtan, bilimsel araştırmalarım böyle bir mucizenin en ufak bir olanağını müjdelemeden önce, bu iki yaratılışı birbirinden ayırmayı, güzel bir düş gibi tatlı tatlı düşünürdüm. Kendi kendime, eğer her iki yaratılış da ayrı ayrı kişiliklere bağlanabilseydi, dünya bütün o dayanılmaz dertlerinden kurtulurdu, diyordum.

O zaman dürüst olmayan yaratılış, kendisinden daha dürüst olan eşinin isteklerinden ve vicdan acısından uzak, kendi bildiğini işler; dürüst olan da güvenle, hiç şaşmadan kendi yüksek amacı peşinde gider, zevk duyduğu iyiliklerde bulunur ve artık yabancısı olduğu o kötülük yüzünden rezil olmaz, pişmanlığa uğramazdı. Birbiriyle uyuşmayan bu iki yaratılışın böylece bir araya getirilmesi, birbirine tümüyle karşıt olan bu ikizlerin rahat yüzü görmeyen vicdanda durmadan çarpışması, insanoğlunun bahtını kara etmişti. Öyleyse bunlar birbirlerinden nasıl ayrılabilirdi? (Sayfa 88-89*)

*Kitaptan birebir aktarılmamıştır. İnternet baskısından alıntılanmıştır. Okumak için http://www.mcuma.com/ekitap/000017/000001.php adresine gidiniz.




İyi hep vardır. Kötü de öyle. Nedir ama bu kavramların karşılığı? Birbirlerinden hangi noktada ayrılırlar? Platon’un Devlet’ine kadar gidebilir bu etik tartışma. Bu iki kavrama dair ayrım net olarak yapıldığı zaman, tam bir ayrışma yaşandığında sonuç ne olur? Bir insan yalnızca iyi olabilir mi? Yaptığı eylemlerden mutlak bir haz duyarak, adilane yaşayabilir mi? Aksine, katıksızca kötü olabilir mi? Hiçbir vicdani sızı çekmeden eylemlerini kötü, en kötü biçimde sürdürebilir mi? Böylece dünya daha düzgün bir yer olmaz mı? Herkes net bir doğrultuda gittiği taktirde, yeryüzünde sorunlar çözülmez mi? Evla değil midir, senin yüzüne baktıkları zaman “kötü”nün izlerini ayan beyan görmeleri yahut tam tersi? İşte bu tartışmaların minvaline oturur bu kısa roman ve sürükler bizi kendi sisli, esrarengiz karanlık atmosferine



Biraz gizemli bir yazı olduğunun farkındayım. Ama Viktorya dönemi Londra’sında, İngiltere’de geçen bilimkurgu tadındaki bu öykünün, fazla ifşa edilmemesi gerek. Okuduktan sonra, okurda da bir dönüşüme neden olan bu eseri daha evvel okumadığıma yanıyorum. En kısa zamanda kitaptan hareketle oluşturulmuş filmlerden birini de izlemeliyim. Bu şölen kaçmaz.


Sevdiklerim
*İnsanın çift kişilikli olabileceği gerçeğinin dile getirilmesi.
*Stevenson’un kısa ama tadında bir eser kaleme alması.
*Yazarın ölümünden sekiz yıl önce bu eseri yazmasının getirdiği tedirginlik hissinin lezzeti.
*Hyde ya da Jekyll olabilme ihtimali.
*İyi yahut kötü kavramlarının sorgulanması.


Üç tanım ile kitap: İyi ve kötü, mücadele dolu, huzursuzluk verici


25 Ocak 2012 Çarşamba ÖNDER ŞİT
 ·  · Share · Delete

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder